Arka Sıradakiler’in Yadigar’ı Temmuz Karikutal Röportajı

Hepimiz onu, ” Arka Sıradakiler ” isimli televizyon dizisinden tanıyoruz. Nam-ı değer ” Yadigar ” olan bu kişi, eminim birçok kişinin antipatisini toplamıştır 🙂 Ama ondan daha fazla kişinin de beğenisini kazanmıştır. Bizler insanları dizideki karakterlerine göre değerlendirdiğimiz için, kendisini de sadece dizide bizlere yansıttığı role göre tanıyoruz.

Ben sevmediğim biriyle röportaj yapmam. Yaparsam da sevmediğimi anlarsınız zaten 🙂 Ama bu adamı gerçekten seviyorum. Çünkü kendisiyle yakından tanışma imkanı buldum. Az çok sohbet edip, dertleştik 🙂 İşin dertleşme kısmı latife tabii ki. Çünkü onunda benim gibi yaşama azmi üst seviyede.

Neyse lafı çok uzatıp sizleri sıkmak istemiyorum. Bu sebeple direk röportaja geçiyorum.

Temmuz öncelikle merhaba diyerek söze başlayalım 🙂 Sanırım yaklaşık 7-8 ay önce tanıştık. Hani ben seni biliyorum da, bilmeyenlere kısaca kendini tanıt istersen:) Kaç yılında nerede doğdun ? Hangi okulları bitirdin ? Nasıl bir karaktere sahipsin ? Aslen nerelisin falan filan anlat işte 🙂

– Merhaba 🙂 1986 yılında Aydın’da doğdum. İsviçre Bex’de yarım kalan bir oyunculuk eğitimi serüvenim var. Sonra Türkiye’ye dönüp işletme okudum. Duygusal, soğukkanlı, biraz içine kapanık ve çok detaycı, garip bir adamım diyerek başlayalım röportaja. 🙂

Herkes seni Arka Sıradakiler dizisi ile tanıdı. Daha önce yada sonra yer aldığın başka proje oldu mu ?

– Evet oldu. Ama Arka Sıradakiler kadar büyük roller değildi. Yağmur Zamanı ve Binbir Gece dizilerinde rol almıştım. Bir tane de Anadolu Sigorta’nın reklam filminde oynadım.

Yadigar rolü için hazırlanman ne kadar sürdü ? Rol seni zorladı mı ?

– Aslında hazırlanma süreci gibi bir şey olmadı. Çünkü Arka Sıradakiler’de çoğu kişi kendi karakterini kendisi yarattı. Oynadığımız karakterleri zamanla oturttuk. Ve bu yüzden bizim dizinin izleyicileri, genelde izlerken kendi hayatlarından bir kesit buldular. Ve dizi bu yüzden yayınlandığı dönemlerde reyting rekorları kırdı. Herkesin hayatından mutlaka bir kesit yaşanıyordu.

Üzücü bir kaza geçirdin. Bu kaza nasıl oldu ? Seni nasıl etkiledi ?

– 2009 yılına girdiğimiz ilk saatlerdi ve eve dönüyordum. E-5 karayolunda bir kaza olmuş, ana yolun ortasında bir ölü var ve yoldan tesadüfen geçen bir ambülans kazayı görünce durmuş. Çok soğuk bir yılbaşı gecesiydi. Alkol alan bazı kişilerin, eğlence dönüşü olmuş kaza. Ben alkol kullanmıyorum. Ancak kaza geliyorum demez. Tüm bu kaza yaşandıktan sonra, olay yerine ilk denk gelen talihli ben olmuşum. Kazayı görüp frene basmama rağmen, gizli buzlanmadan dolayı aracım dönmeye başlamış ve ambulansa çarpmış. İşte 2009’dan önceki ve sonraki diye hayatımı ikiye bölen kader anı bu şekilde yaşanmış. Mış’lı geçmiş zaman kullanmamın nedeni ise, benim bu olanların çoğunu hatırlamayışımdan kaynaklanıyor. Olay yerinde çekici operatörü olan kişi, kazadan sonra bana sosyal medyadan ulaştı ve yanıma geldi. Ve tüm bu detayları bize o anlattı… Ambulansta tüm vücudumun felç olduğunu hissediyordum. Ancak hırs, inat, mücadele ve tabii ki mucizeler sayesinde, şimdi sadece sol yanımda kalıcı problem var. İlk zamanlar tabii ki bu büyük travmadan çok etkilendim. Hem psikolojik, hem de fiziki olarak… Ancak, ailem başta olmak üzere, ‘bazı’ arkadaşlarım ve sevgili yapımcımız Birol Güven’in de destekleriyle, zorlu süreci atlatıp hayatıma farklı bir noktadan devam etmeye başladım…

Kazadan sonra diziye tekrar dahil oldun. Bu kimin fikriydi ve neler hissettin ?

– Oyuncu arkadaşlarım ve yapımcımız Birol Güven, psikolojik olarak kendimi iyi hissetmem için bunu düşündüler. Hatta dizideki karakterimin hikayesini bile ona göre ilerlettiler. İşte bu gibi destekler sayesinde şimdi ayaktayım. Şimdi psikolojik olarak sağlamım. Ben de diziye geri dönmeyi çok istiyordum, ama gururlu bir gençtim ya, bunu hiçbir zaman dillendirmiyordum. Heyecanla Birol beyin haberini bekliyordum. Katıldığım bir canlı yayında, Birol Güven’in diziye döndüğüm haberini sosyal medyadan bana vermesi de, beni ayrı heyecanlandırmıştı. Bu süreci, bu tarz destekler ile atlatmamı sağlayan insanların, bendeki yeri her zaman ayrı ve onlar ne yaparlarsa yapsınlar, öyle de kalacak…

Şu an neler yapıyorsun ? Yeni bir proje var mı ?

– Arka Sıradakiler’den sonra oyunculuk yapmamayı kafamda netleştirmiştim. Ve öyle de oldu. Birkaç iş teklifi gelmişti, ancak görüşme yapmadım.

Menajerlik işinde olduğunu biliyorum. Hangi oyuncularla çalışıyorsun ?

– Evet, uzun süre önce kendi şirketimi kurdum ve menajerlik yapıyorum. Aynı zamanda ‘Mandalina Oyuncu Atölyesi’ adında oyunculuk atölyesi kurdum ve çok değerli eğitmenler ile oyuncu adaylarına oyunculuk eğitimi veriyoruz. www.mandalinacasting.com adresinden, menajerliğini yaptığım oyuncular ve oyunculuk eğitimlerimiz ile ilgili detaylı bilgiye ulaşılabiliyor.

Biraz özele gireyim 🙂 Sevgilin var mı ? Yada planların arasında evlilik var mı ?

– E tabii ki evleneyim istiyorum, en çokta bir çocuğum olsun istiyorum 🙂 Ama bunun için önce güvenebileceğin ve çocuğunun annesi olabilecek bir ruh eşi olması gerekiyor. Uzun zamandır bu karaktere sahip olabileceğim birisiyle karşılaşmadım. Bu yüzden yalnızım. 🙂

Birazda ailenden bahsedelim. Kaç kişilik bir ailesiniz ? Aile bağlarınız nasıl ?

– 4 kişilik bir aileyiz. Aile bağlarımız çok kuvvetli, hatta olması gerekenden bile fazla. Bir türlü birbirimizden kopamıyoruz, bu yüzden birlikte yaşıyoruz. 🙂

Boş vakitlerinde neler yaparsın ? Nelerden hoşlanırsın ?

– Kendime çok az vakit ayırabiliyorum. Hatta bazen ayıramıyorum bile. Çünkü her an çalışıyorum. Boş kalsam bile, kafamda ürettiğim fikirleri nasıl geliştirebileceğimi düşündüğüm için, o boş zamanlarımda da çalışıyor sayıyorum kendimi. Kısacası, iş, iş iş…

Senin için vazgeçilmez olanlar nelerdir ?

– Ailem… Annem, ablam, babam ve sağlık… Bunlar dışında benim için vazgeçilmen olan bir şey yok…

Röportajımıza burada son veriyoruz. Ben aklıma gelenleri sordum. Sizlerin de merak ettikleri varsa bana iletin kendisine sorayım 🙂